-
1 abdal
dağ yürümezse, \abdal yürür ( prov) wenn der Berg nicht zum Propheten kommen will, muss der Prophet zum Berge gehen -
2 dağ
гора́ (ж)* * *Iгора́dağ boğazı — го́рная тесни́на, дефиле́
dağ geçidi — го́рный перева́л
••dağ ardında olsun da, yer altında olmasın — посл. лу́чше разлу́ка, чем смерть
dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur — посл. гора́ с горо́й не схо́дятся, а челове́к с челове́ком сойдётся
- dağa çıkmakdağ yürümezse, abdal yürür — погов. е́сли гора́ не идёт к Магоме́ту, то Магоме́т идёт к горе́
- dağlar dayanmaz
- dağ devirmek
- dağları devirmek
- dağ doğura doğura bir fare doğurmuş
- dağlara düşmek
- dağdan gelip bağdakini kovmak
- dağ gibi
- dağdan inme
- dağa kaldırmak
- dağların şenliği
- dağlara taşlara II1) клеймо́; тавро́dağ basmak / vurmak — ста́вить клеймо́
2) прижига́ние3) перен. ра́на, душе́вная боль -
3 dağ
1. Berg m\dağ doğura doğura bir fare doğurmuş ( prov) der Berg kreißt und gebiert eine Maus\dağ yürümezse, abdal yürür ( prov) wenn der Berg nicht zum Propheten kommen will, muss der Prophet zum Berge gehen -
4 Berg
Berg <-(e) s, -e> [bɛrk] m1) dağ; ( Hügel) yokuş;über den \Berg sein ( fig) paçayı kurtarmak;der \Berg kreißt und gebiert eine Maus ( prov) dağ doğura doğura bir fare doğurmuş;wenn der \Berg nicht zum Propheten kommen will, muss der Prophet zum Berge gehen ( prov) dağ yürümezse, abdal yürür2) ( fig) yığın
См. также в других словарях:
dağ yürümezse abdal yürür — büyüklük taslayan birinden bitecek bir işimiz varsa biz onun ayağına gidip işimizi görmeliyiz anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
dağ — 1. is., Far. dāġ 1) Kızgın bir demirle vurulan damga, nişan 2) İyileştirmek için vücudun hastalıklı bölümüne kızgın bir araçla yapılan yanık 3) mec. Büyük üzüntü, acı Birleşik Sözler gözdağı 2. is. Yer kabuğunun çıkıntılı, yüksek, eğimli… … Çağatay Osmanlı Sözlük